Yerinde koşullarda saklanmayan gıdalar, sağlığı büyük ölçüde korkutma ediyor… Yiyecek Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Manavoğlu, ıslak ve sıcak ortamlarda saklanan kuru yemiş, baharat gibi ürünlerde oluşan küflerle aflatoksinin maddesinin ortaya çıktığını söyledi. Küflerin doğada çoğu noktada bulunabildiğini, doğada 200’ün üstünde küf çeşidi olduğunun bilindiğini anlatan Manavoğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Aflatoksin, bu küflerin gıda ya da yemlere bulaşması sonucu ortaya çıkar. Nemli ortamlarda saklanan badem, ceviz, kuru yemiş, kurutulmuş meyveler, pul biber gibi gıdalarda karşımıza meydana çıkan aflatoksin insan sağlığı için zararlı bir madde. Aflatoksin yüksek dozda tüketildiğinde ölüme yol açabilir. 
Bundan kurtulmak kolay da değil. Yapılacak bir ısıl işlemle gitmez çünkü 200-300 derece sıcaklığa kadar dayanabilen bir toksin madde. Bu yüzden almış olduğumuz bu ürünleri kesinlikle serin ve kuru ortamlarda saklamamız gerekiyor çünkü küfler ıslak ve sıcak ortamlarda üreyebiliyor. Kurutulmuş meyvelerin üreticileri üretimden depolamaya, nakliyeye değin kuru ve serin ortamı, uygun ambalajı uygulamalı.”
Ürünlerin saklanma ve lojistik koşullarının dürüst yapılması gerektiğini gösteren Manavoğlu, “Baklagilleri sakladığımız gibi bu ürünleri nem olmayan kuru ve serin yerlerde saklamamız gerekiyor. Bu ürünlerde gözle görülür bir küf olmasa bile sahiden orada bir küf üremesi olabilir. O nedenle gizleme koşullarına fazla dikkat etmemiz gerekiyor.” diye konuştu. Aflatoksinin hem hayvan ayrıca insan sağlığına zararlı olduğuna dikkat çeken Manavoğlu, “Hayvanların tükettiği yemlerin de uygun koşullarda saklanmaması, bu küflerin üremesine yol açabilir. Bu şekildeki yemleri bitiren hayvanların sağlığına da zararlı etkisi olacaktır. Örneğin; bu yemi bitiren bir ineğin sütüne de aflatoksin bulaşmış olacaktır. Bu sütün analizi yapılmadan üretime alınması çağırmak, bu sütten üretilen ürünlerin de aflatoksine sahip olması anlamına gelir. Bu da tüketimde insan ve hayvan sağlığı açısından zararlı olacaktır.” dedi. sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
Bundan kurtulmak kolay da değil. Yapılacak bir ısıl işlemle gitmez çünkü 200-300 derece sıcaklığa kadar dayanabilen bir toksin madde. Bu yüzden almış olduğumuz bu ürünleri kesinlikle serin ve kuru ortamlarda saklamamız gerekiyor çünkü küfler ıslak ve sıcak ortamlarda üreyebiliyor. Kurutulmuş meyvelerin üreticileri üretimden depolamaya, nakliyeye değin kuru ve serin ortamı, uygun ambalajı uygulamalı.”
Ürünlerin saklanma ve lojistik koşullarının dürüst yapılması gerektiğini gösteren Manavoğlu, “Baklagilleri sakladığımız gibi bu ürünleri nem olmayan kuru ve serin yerlerde saklamamız gerekiyor. Bu ürünlerde gözle görülür bir küf olmasa bile sahiden orada bir küf üremesi olabilir. O nedenle gizleme koşullarına fazla dikkat etmemiz gerekiyor.” diye konuştu. Aflatoksinin hem hayvan ayrıca insan sağlığına zararlı olduğuna dikkat çeken Manavoğlu, “Hayvanların tükettiği yemlerin de uygun koşullarda saklanmaması, bu küflerin üremesine yol açabilir. Bu şekildeki yemleri bitiren hayvanların sağlığına da zararlı etkisi olacaktır. Örneğin; bu yemi bitiren bir ineğin sütüne de aflatoksin bulaşmış olacaktır. Bu sütün analizi yapılmadan üretime alınması çağırmak, bu sütten üretilen ürünlerin de aflatoksine sahip olması anlamına gelir. Bu da tüketimde insan ve hayvan sağlığı açısından zararlı olacaktır.” dedi. sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
İngiltere ’de hızla çoğalan enerji fiyatlarının da etkisiyle enflasyon, aralıkta takvim bazda yüzde 5,4 ile son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Böylece son verilerle birlikte ülkede takvim enflasyonun yüzde 7,2 olduğu 1992 yılının mart ayında bu yandan en yüksek düzey kaydedilmiş oldu. Merkezi Londra ’da yer alan Capital Economics ise yıllık enflasyonun ülkede bu yılın nisan ayı itibarıyla yüzde 7 seviyesine ulaşmasını bekliyor. Göstericilerden Daniel Parker, “Son artışlarla birlikte enerji faturam oldukça yükseldi. Kontratımın sonlanmasının peşinde evimden çıkıp daha ucuz bir yere taşınmak zorunda kalacağım. 5 senedir yaşadığım evimden taşınmak zorunda kalıyorum.” ifadelerini kullandı. 
Enerji ve gıda fiyatlarında yaşanan fiyat artışın görünenin çok daha ötesinde etkileri olduğunu belirten Parker, “Bu artışlar beni ve çevremdeki herkesi etkiliyor. Saati 12 sterline çalışıyorum lakin gerçi fiyatlardaki artışlar karşılamaya gücüm yetmiyor.” dedi. Bir diğer protestocu Alison Davy ise “Yoksul kesimin hayatını perişan edecek yakıt fiyatlarındaki artışları protesto etmek için buradayım. Bugün haricen güneş var lakin aynı zamanda hava dondurucu derecede soğuk.” diye konuştu. 
Çoğu insanın evlerinde ısınma ihtiyacını karşılayamadığı için erkenden yatmak veya evlerinde paltoları ile oturmak zorunda kaldığını belirten Davy, “İnsanlar yakacak faturalarını eline aldığında ağlıyor.” dedi. İngiltere ’de geçen sene yaklaşık 2,5 milyon kişinin hayatta kalmak için başvurduğu gıda bankalarından birinde çalıştığını belirten Davy, “Bu fiyat artışları yoksullara ve emekçi sınıfına yapılan bir saldırıdır.” ifadesini kullandı. İnsanların gelirlerinin uygun sayarken giderlerinin son dönemde yaşanan fiyat artışları ile büyük oranda arttığına dikkati çeken Davy, “Bu hükümeti bir an önce görevden almamız gerekiyor. Bunu bir an önce yapmalıyız.” diye konuştu. 
İngiliz enerji denetleme kuruluşu Ofgem, bu ay başında perakende gaz ve elektrik fiyatlarındaki “üst fiyat limiti”nin 1 Nisan’dan itibaren yüzde 54 artırılacağını açıklamıştı. Açıklamada gaz ve elektrik faturalarında fiyat tavanının takvim 1277 sterlinden 1971 sterline yükseltildiği belirtilmişti. Küresel gaz fiyatlarında rekor yükselme yaşandığının açıklama edildiği açıklamada, tavan fiyatın yükseltilmesinin 22 milyon müşteriyi etkileyeceği bildirilmişti. Söz konusu artışla, otomatik ödeme yapan müşterilerin gaz ve elektrik faturalarında yıllık ortalama 694 sterlin çoğaltma olacağı hesaplanıyor. Geçtiğimiz ay Age UK’den yapılan açıklamada, sivil toplum kuruluşunun, İngiliz İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Kwasi Kwarteng ile Çalışma ve Emeklilik Bakanı Therese Coffey’e mektup gönderdiği bildirildi. 
Mektupta, “Fırınını kullanamayacak dek evhamlı olan ve bunun yerine çorba ve sandviçle geçinen, her gün yok yalnızca iki günde bir duş bölge, kesintisiz akıllı sayaçlarını izleyen ve günlük limitlerini aşmadan ısıtıcılarını kapatan yaşlıların olduğunu duyduk.” ifadelerine yer verildi. Ülkede milyonlarca yaşlı insanın enerji faturalarını ödemekte zorlandığı belirtilmiş mektupta, “Düşük gelirli o kadar çok yaşlı insan enerji kullanımlarını düşünecek kadar, kendilerini parasal baskı altında hissediyor.” denildi. İngiliz sivil toplum kuruluşu Milli Enerji Eylemi’ne tarafından ise ülkede bu yıl toplam 6 milyon hanenin enerji faturalarını ödeyemeyeceği tahmin ediliyor. 
Yemen’deki İran destekli Husiler, Eylül 2014’ten bu yandan başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015’ten itibaren Husilere aleyhinde Yemen hükümetine yardım veriyor. Ülkede yaklaşık 7 yıldır süren çatışmalarda 377 bin birey yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri aralarında bulunan Yemen’de iç savaş sebebiyle çoğalan insani kriz ise dehşet boyutlara ulaştı. 
sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
