Hoşgeldiniz ziyaretçi! [ Giriş yap

Aşk acısı yeni bir fobinin habercisi

Kadınca 06 Şubat 2022

Aşk acısı yeni bir fobinin habercisi

Oluşan aşk acısı kişilerde maddesel, zihinsel, maddi çoğu değişikliğe sebep oluyor. Peki aşk beynimize, duygu dünyamıza ve bedenimize neler yapıyor? Beklenmedik anda ya da zamanla biten ilişkilerin kişilerde aşık olma korkusuna yol açtığını gösteren Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz, “Ayrılık sonrası yaşanan olumsuz olaylar bilinçaltında aşık olma korkusunu geliştiriyor. Bu korkuyu oluşturan esas duygular, terk edilme ve aldatılma korkusudur” dedi.

Tekrar aşık olma korkusu çıkıyor

Hepimizin geçmişte yaşadığı, unutamadığı bir aşk hikayesi mutlaka vardır. Oysa ilişkiler kimi zaman istenildiği gibi ilerlemediğinde, kişilerde tramvalara neden oluyor. Hayat kalitemizi fazlasıyla etkileyen bu koşul şehvetli çöküntülere, özgüven kaybına ve en önemlisi de bitmiş aşık olma korkusuna davetiye çıkarıyor.

Aşık olduğumuz kişinin bilinçaltımızda bir kimlik oluşturduğunu dile getiren Yılmaz, “Aşk fazla kaslı bir duygudur. Yoğun duyguların yaşandığı ilişkiler, kimi zaman istenildiği gibi ilerlemez ve dağıtılmış sebeplerden nedeniyle ayrılıklar yaşanır. Ayrılık ardından mutsuzluğa kapılan birey bilinçaltına ‘bir daha aşık olma’, ‘artık asla mutlu olamayacaksın’ gibi kodlamalar yapar. İşte bütün da bu noktada yapacağımız bilinçaltı temizleme çalışmaları ile bireylerin aşk duygusu hakkında oluşturduğu olumsuz duyguları, artı düşüncelere dönüştürüyoruz. Bu sayede geçmişte yaşanılan negatif duyguları geride bırakıyor ve bitmiş aşık olabileceğinin farkına varmalarını sağlıyoruz” dedi.

Bilinçaltı çalışmaları duyguları her yerde dönüştürüyor

Aşk kişiden kişiye farklılık gösterirken maddi ve ruhsal yapımızda değişikliklere sebep oluyor. Bilhassa kandırılma ve terk edilme sonucu ayrılan çiftlerde, terk edilen kişide ‘değersizlik’ hissi oluşuyor. Bu durum ilerki süreçlerde kimseye güvenmeme ve kimseye aşık olamama korkusunu oluşturuyor.

Aşk acısının yeni bir fobinin habercisi olabileceği üzerinde duran Yılmaz, “Uzun süredir aşık olduğunuz biriyle yollarınızı ayırmak tabiki kolay olmayacaktır. Partnerimizle yaşadığımız negatif anılar duygu dünyamızda depolanır. Bu olumsuz düşünceler sosyal hayatımızı ve tutum şekillerimizi etkiler. Ardından ise kişiler hayatla bağlarını kesip aşık olmama kararları alırlar. Öfkeyle küskün bu kararlar, muhakkak oysa sağlıklı kararlar değildir. İşte aşk acısını iyi yönetmek bu noktada başlıyor. Öncelikle bu düşüncenin değişirilip dönüştürülmesi gerekiyor. Bu da bilinçaltı temizliği çalışmaları ile bir ya da iki seansta gerçekleşiyor. Sonrasında ise bir nadas süreci öneriyorum. Altı ay ile bir sene içersinde yeni bir ilişkiye başlanmaması gerekiyor. Bu süreçte birey kendini dinlemeli. Kendini dinleyen kişi bir süre geçtikten sonra tekrardan aşkı deneyimlemeye hazırlanmış olur. Aşk kayda değer ve değerli bir duygudur. Ne mutlu aşık olabilene, aşkı bulabilene. Bu yüzden aşkı dolu dolu yaşamak gerekiyor. Bu duyguyu yaşarken önümüze çıkan bir takım kalıplarımızı yok ederek daha dinç bir şekilde aşk duygusunu yaşamaktır dürüst olan” diye belirtti.

sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur

238 gösterim, 0 gün

6 çiftten 1’i yalnızlık hissi yaşıyor

Kadınca 06 Şubat 2022

6 çiftten 1'i yalnızlık hissi yaşıyor

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, ilişkilerdeki yalnızlığa ilişkin değerlendirmede bulundu.

İçerisinde bulunduğumuz data çağında dijital ortamlara ve haber kaynaklarına ulaşımın fazlasıyla artmasına karşın ironik bir şekilde yalnızlığın da artmış durumda olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gül Eryılmaz, yalnızlığın geniş bir yelpazeye sahip olduğunu söyledi.

Yalnızlığın böylece çok çeşidi bulunuyor

Psikolojik çalışmaların, bilhassa son zamanlarda yalnızlığın nedeni ile ilgilendiğini kaydeden Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Yalnızlık, ilk olarak nahoş, öznel psikolojik bir koşul olarak açıklandı. Ama daha sonrasında kişinin gereklilik duyduğu sosyal ilişkilerinin eksik olmasına ya da var olan sosyal ilişkilerinde kişinin arzu ettiği yakınlığın, duygusallığın ya da samimiyetin olmamasına gösterilen bir tepki olarak özetleniyor. Bu açıdan bakıldığında kişilerarası yalnızlık, sosyal yalnızlık, kültürel yalnızlık, psikolojik yalnızlık, kişinin kendi içerisinde kurmuş olduğu dinamikler açısından yalnızlık gibi çeşitleri de var. Ara Sıra duruma emrindeki olabiliyor, bazen yalnızlık kronikleşebiliyor veya toplumsal bir parçanın yansıması olarak da gelişebiliyor.” diye konuştu.

Yalnızlığın anlamının içerisinde bulunulan duruma göre değişebileceğini kaydeden Prof. Dr. Gül Eryılmaz , “Kocaman bir topluluk içinde tek başına edinmek diğer bir şey, kalabalık içinde nahoş, gözden düşmüş, sizin canınızı yakan, keyifsiz bir duygu vermesi diğer bir şey. kimsesiz olup da psikolojik olarak iyi hissedebilirsiniz, bunun adı yalnızlık değil. Fena hissettiğiniz noktada yalnızlık olabilir.” dedi.

6 çiftten 1’i yalnızlık şehvetli yaşıyor

İlişkilerde yalnızlığa kadınların daha aklıselim olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Her altı çiftten bir tanesinde yalnızlık duygusal olduğu istatistiklerde görülmektedir. Bu his yönetilmediği süre da ilişkiye zarar verecek ayla gelebiliyor. Böylelikle kişinin psikolojisine iyi gelmeyen bir koşul ortaya çıkıyor. Özellikle kadınların buna daha meyilli olduğu çalışmalarda gözükmektedir. Yani, kadınlar yalnızlığa erkeklerden daha duyarlılar.” dedi.

Bireylerin bir ilişki yaşarken neden yalnız hissettiklerini de değerlendiren Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Bu koşul kişisel nedenlerden, çevresel nedenlerden ve ilişkiden kaynaklanıyor. Hem biyoloji ile ilgili olarak ayrıca de psikolojik yapılanmamız için yalnızlığa değil, bağlanmaya ihtiyacımız var. Bunun içinde şefkat, görülme, ilgilenilme var. Tüm bunlar çocukluk çağından itibaren oluyor. Eğer ama çocukluk çağında sağlıklı bir bağlanma gerçekleşiyorsa erişkinlikte de bu bağlanmayı görüyor ve yalnızlık hissetmiyoruz.” diye konuştu.

Yalnızlığın bulaşıcı bir duygu olduğunu belirten Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “İlişkide karşısında tarafla kurduğumuz duygusallığın yeterince konuşulmaması, yansıtılmaması, sosyal sorunlar, hesaplı sorunlar gibi geçici ya da kalıcı olarak bireyin psikolojisini etkileyen etmenler de ilişkiye yansıyabilir. Yalnızlığın bulaşıcı olduğu da söylenebilir. Çok yakın ilişkinizdeki bireyden sizlere de yalnızlık bulaşabilir. Bir öteki faktör de bireylerin sorun çözme mekanizması. Yakın ilişkilerdeki sorun çözme becerisi de yalnızlığı artıran veyahut azaltabilen bir etki yaratabiliyor. Sorun olduğu vakit firar etmek da yalnızlığı artırıyor.” diye konuştu.

Yapılan çalışmalara tarafından günde iki saatten fazla sosyal ağ kullanımının da ilişkideki yalnızlığı artırabildiğine uyarı çeken Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Özellikle sosyal medyanın bu kadar faal kullanıldığı bir dönemde yalnızlığın da bu dek ortaya çıkması insanı şaşırtmıyor. Sosyal medyada kurulan ilişkiler ‘mış’ gibi ilişkiler ve bu ilişkiler, doğrusu olan ilişkiden daha ayrı etki ediyor. Beyin buna alışırsa, aslında çıkma, fanteziye kayma, dolayısıyla da yalnızlık ortaya çıkabiliyor. Bu Vesile Ile de gerçek ilişkileri kaybetmeye sebep olabiliyor.” uyarısında bulundu.

Dost bulma sitelerinin bireylerin yalnızlığını gidermesinin bilimsel bir dayanağı olmadığını kaydeden Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Çalışmalara görmek gerekiyor. bizzat sosyal medya üzerinden kurulan ilişkilerde bir açılış yani tanışma açısından bakıyorsanız burada bir sorun yok ama orta ve uzun vadede ilişkilerin nasıl gelişeceğini sosyal ağ belirliyorsa orada bir bezginlik olabilir. Yani defalarca bir sanal realite üzerinden ilişki kuruyor, bunu devam ettiriyorsak bu reel bir ilişki olmayacaktır. Dolayısıyla ilişkilere hasar verecektir.” uyarısında bulundu.

Dinç ilişki her yönüyle düzenleyici oluyor

Sağlıklı bir ilişkinin biyolojik olarak da kişiyi düzenlediğine dikkat çeken Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Çiftler birbirinden uzaklaştıkça mide – bağırsak sistemiyle ilgili şikayetlerin arttığını görürüz. Yakın ilişkideki çiftler fiziksel olarak uzaklaşıldığında bedensel olarak bir tepki veriyor çiftler. Bu durum da ayna nöronlarla alakalı bir şart. Daha aktif olan ayna nöronlar doğruca gönderilen uyarılarla birlikte iki taraflı düzenleme sağlanıyor ve gelen uyarılarla birlikte maddi olarak da psikolojik olarak da rahatlama sağlanıyor. Bu, sanal ortamda olası olmuyor.” dedi.

Çiftlerin ilişkilerindeki yalnızlığı ortadan kaldırabilmesi için önerilerini de sıralayan Prof. Dr. Gül Eryılmaz, şunları söyledi:

Farkında Olan olun: İlk olarak farkındalık. Havadisdar almak gerekiyor. Bunun evrensel bir şey olduğunu anlayışlı olmak gerekiyor. Bu yalnızca o şahısların başına gelmiyor ve yaşanılabilmesi muhtemel bir şey. Fakat daha sonrasında bunu çözmek için araştırmaya girmek gerekiyor. Bu konuda sadece göz önünde bulundurmak bile iyilik katıyor, bir farkındalık sağlıyor.

Duyguları konuşmayı öğrenin: Bir diğer önerim ise duyguları konuşmayı öğrenmek. Ailelerde de anne babalar duygularını göstermiyor, küsüyorlarsa, bir sorun çözme mekanizması uzaklaştırma üstünde oluyorsa ergenler de bunun üzerinden dünyayı böyle yorumluyor ve küsmeye, duygularını konuşmamaya başlıyorlar. Yapılan şeyler, bir sonraki jenerasyonu da etkiliyor. Hem kalıtımsal hem davranışı öğrenmeyle ilgili aktarım oluyor. Bunu değiştirmek sizin elinizde. Duyguları konuşmak şiddet ama öğrenilen bir şey. Yalnız başınıza yapamıyor iseniz destek de alabilirsiniz.

Kolektif ortamlara geçilmeli: 2014’te önemli bir hayvan deneyi yapılıyor. Fareyi bir zaman izole, yani yalnız bırakıyorlar. Bir vakit daha sonra beynindeki hücrelerde bir değişimi mikroskobik olarak görüyorlar. Daha ardından fareyi sosyal ortamına geri gönderiyorlar. Bir müddet daha sonra nörona her yerde bakıyorlar ve radyolojik bulgularda nöronda bu değişimin gittiğini görüyorlar. Yani nöron hücresi bile değişebiliyor, yalnızlığa biyolojik bir yanıt veriyor. O fare izole ortamında kalsa ve orada üreseydi bir sonraki nesle de yalnızlığı geçecekti. Beyin kendini değiştirebiliyor. İzole ortamdan ağların olduğu, kolektif ortama aşmak gerekiyor.

sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur

259 gösterim, 0 gün

Mutlu ilişki için önce kendi enerjinizi tanımalısınız

Kadınca 06 Şubat 2022

Mutlu ilişki için önce kendi enerjinizi tanımalısınız

Hayatınıza aldığınız kişi, tamamen sizin frekans enerjinizle ilgilidir. Hangi frekanstan yayın yapıyorsanız, ona uygun kişiyi hayatınıza çekersiniz. İlişkinizle ilgili bir sorun, memnuniyetsizlik ya da rahatsızlık varsa, o da karşınızdakiyle yok, ayrıntılarıyla sizinle ilgilidir. Dıştan ahenksiz gibi görünen, oysa anla-şan çiftler aralarında ‘çekim gücü’ vardır.

Çevrenizde bedenen çirkin bulduğunuz ve yanındaki yakışıklı erkeği hak etmediğini düşündüğünüz kadınlar mutlaka olmuştur. Bayan epeyce rüküştür, ancak erkek çevresinde pervane olur, onu ilgiye ve hediyelere boğar. Hatta çantasını bile taşır. İşte burada çekim gücü vardır.

Evrende denge yasası vardır

Âlem dualiteden, yani ikili dengeden oluşur. Karanlık-aydınlık, gece-gündüz, sıcak-soğuk, kuvvetli-çelimsiz gibi. Sistemde her şey çekim yasasına tarafından dengede elde etmek zorundadır. Bayan erkeğe eril olarak yaklaştığında, yani kontrolü ele almak, onu yönetmek istediğinde, erkek bir o kadar dingin ve düşüncesiz olacak, sonunda kadından uzaklaşacaktır. Bayan ne kadar verici olursa, sistemden ona öyle pinti bir partner gelecektir. Eğer enerjisel olarak kadının bilinçaltında önemsizlik kalıbı varsa, kendisine çekeceği partner de onu değersizlikle sınayacak biri olacaktır. Ola Ki aldatacak veya telefonlara cevap vermemek, buluşmaya geç gitmek gibi kadının değersizlik kalıbını tetikleyecek tavırlar sergileyecektir. Çünkü evrende denge yasası vardır.

Partnerinizin aynası olduğunuzu, onun da sizin için bir ayna görevi gördüğünü kabul edip aranızda artan olaylara bu açıdan bakmayı denerseniz, o süre dinç bir ilişki yürütebilirsiniz. Mutlu bir ilişki için önce kendi enerjilerini tanımaları gerekir. Gerçekten enerjisel olarak nasıl biri olduğunuzu bilmiyorsanız, hayattan ve ilişkinizden ne beklediğinizi anlamanız fazla uzun süre alır ve sistemde bu frekansla yanlış kişiyi çekersiniz. Dürüst ilişki, oysa kişinin kendisini enerjisel olarak tanıdıktan sonradan muhtemel olabilir.

Mutsuzluğun nedeni bilinçaltınızda gizli

Mutluluğu bulamamanın nedeninin bilinçaltına tamamlanmış yanlış inançlardan kaynaklanıyor olabilir. İlişkilerde her zaman benzer döngüyü yaşıyorsanız, kişiler öbür olsa da yaşadığınız olaylar daima aynıysa, bilinçaltınızda sizi engelleyen inançlar olabilir. Ola Ki de geçmişte yaşadıklarınız ‘önemsizlik kalıbı’ oluşturmanıza yol açmıştır ve başlıca yoldan yani kendinizden ayrılmışsınızdır. Geçmişten arınmalı, ilişkilerden dersler çıkarmalı, bilinçaltınızı ve enerjinizi tanımalısınız fakat, ruh eşinizi bulasınız. Eğer kaybediyorsanız, kendinize inanmadığınız içindir. Hem kendinizden daha çok sevdiğiniz kişiyi mutlaka kaybedersiniz. Kovaladığınız her enerji, sizden kaçar. Problem düzelmez, siz düzelirsiniz. En üzücü olayın içinde bile şifa vardır ve siz neye hazırsanız, o da sizin için hazırdır.

sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur

224 gösterim, 0 gün

Mutlu ilişki için önce kendi enerjinizi tanımalısınız

Kadınca 06 Şubat 2022

Mutlu ilişki için önce kendi enerjinizi tanımalısınız

Hayatınıza aldığınız birey, ayrıntılarıyla sizin frekans enerjinizle ilgilidir. Hangi frekanstan yayın yapıyorsanız, ona uygun kişiyi hayatınıza çekersiniz. İlişkinizle ilgili bir sorun, memnuniyetsizlik veya rahatsızlık varsa, o da karşınızdakiyle yok, en ince ayrıntısına kadar sizinle ilgilidir. Dıştan ahenksiz gibi görünen, oysa anlaşan çiftler aralarında ‘çekim gücü’ vardır. Çevrenizde fiziksel olarak çirkin bulduğunuz ve yandaki yakışıklı erkeği hak etmediğini düşündüğünüz kadınlar mutlaka olmuştur. Bayan epeyce rüküştür, fakat erkek çevresinde pervane olur, onu ilgiye ve hediyelere boğar. Hatta çantasını bile taşır. İşte burada çekim gücü vardır.

Evrende denge yasası vardır

Çekim yasasına kadar evrende her şeyin ikili dengede olduğuna dikkat çeken Nilay Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Âlem dualiteden, yani ikili dengeden oluşur. Karanlık-parlak, gece-gündüz, sıcak-soğuk, güçlü-güçsüz gibi. Sistemde her şey çekim yasasına kadar dengede elde etmek zorundadır. Bayan erkeğe eril olarak yaklaştığında, yani kontrolü ele almak, onu idare etmek istediğinde, erkek bir böylece edilgen ve ilgisiz olacak, sonunda kadından uzaklaşacaktır. Bayan ne değin verici olursa, sistemden ona pek cimri bir partner gelecektir. Eğer enerjisel olarak kadının bilinçaltında anlamsızlık kalıbı varsa, kendisine çekeceği partner de onu değersizlikle sınayacak biri olacaktır. Olur Ya aldatacak ya da telefonlara yanıt vermemek, buluşmaya geç gitmek gibi kadının değersizlik kalıbını tetikleyecek tavırlar sergileyecektir. Çünkü evrende denge yasası vardır.”

Partneriniz sizin aynanız

Sağlıklı bir ilişki yürütmek isteyenlere manâlı tavsiyelerde bulunan Nilay Arslan, “Partnerinizin aynası olduğunuzu, onun da sizin için bir ayna görevi gördüğünü kabul edip aranızda çoğalan olaylara bu açıdan bakmayı denerseniz, o süre sağlıklı bir ilişki yürütebilirsiniz. Mutlu bir ilişki için önce kendi enerjilerini tanımaları gerekir. Gerçekte enerjisel olarak nasıl biri olduğunuzu bilmiyorsanız, hayattan ve ilişkinizden ne beklediğinizi anlamanız fazla uzun zaman alır ve sistemde bu frekansla hatalı kişiyi çekersiniz. Doğru ilişki, ancak kendinizi enerjisel olarak tanıdıktan sonra olası olur.” dedi.

Mutsuzluğun nedeni bilinçaltınızda saklı

Mutluluğu bulamamanın nedeninin bilinçaltına bitmiş yanlış inançlar olabileceğini gösteren Nilay Arslan, bunun için bir uzmanla görüşülmesi gerektiğini ifade etti: “İlişkilerde her zaman aynı döngüyü yaşıyorsanız, kişiler öbür olsa da yaşadığınız olaylar hep aynıysa, bilinçaltınızda sizi engelleyen inançlar olabilir. Ola Ki de geçmişte yaşadıklarınız ‘anlamsızlık kalıbı’ oluşturmanıza yol açmıştır ve asıl yoldan yani kendinizden ayrılmışsınızdır. Geçmişten arınmalı, ilişkilerden dersler çıkarmalı, bilinçaltınızı ve enerjinizi tanımalısınız oysa, ruh eşinizi bulasınız. Eğer kaybediyorsanız, kendinize inanmadığınız içindir. Keza kendinizden daha çok sevdiğiniz kişiyi mutlaka kaybedersiniz. Kovaladığınız her enerji, sizden kaçar. Problem düzelmez, siz düzelirsiniz. En üzücü olayın içinde bile şifa vardır ve siz neye hazırsanız, o da sizin için hazırdır.”

sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur

227 gösterim, 0 gün

Sayfa 3 of 3 1 2 3
  • Miraç Kandili bugün mü, yarın mı idrak edilecek? 2022 Diyanet Miraç Kandili tarihi

    Miraç Kandili bugün mü, yarın mı idrak edilecek? 2022 Diyanet Miraç Kandili tarihi

    Tarafından AÇIK 26 Şubat 2022 - 0 Yorumlar

    İslam alemi için büyük öneme sahip mübarek üç aylara girilmesi ile birlikte gaz lambası günleri de yakından takip ediliyor. Yılın birincil kandili olan Regaip Kandili geride kalırken, içinde birçok ilahi hikmeti, sırrı ve bereketi barındıran ve İstanbul Escort dua kapısının aralandığı Miraç Kandili için geri sayım başladı. Dualar, namazlar ve ibadetler ile ihya edilecek olan ”Miraç […]

  • Filtreli Ajda Pekkan

    Filtreli Ajda Pekkan

    Tarafından AÇIK 28 Şubat 2022 - 0 Yorumlar

    Geçtiğimiz haftalarda 76 yaşına giren Süperstar Ajda Pekkan, önceki akşam İstanbul’daki bir mekanda sahne aldı. İlerleyen yaşına karşın sahne performansı Tesettürlü Escort ve görünümüyle uyarı çeken ünlü şarkıcının sahne sonrası sosyal medyadan paylaşılan fotoğrafı fazla konuşuldu. Ajda filtreli 20’li yaşlara dönmek isteyen Pekkan, filtreyi pozitif kaçırdı. Pekkan’ı görenler gözlerine inanamadı. Sağlıklı beslendiğini ve her gün […]

  • Haluk Levent: Kalça dolgusu yaptıracağım

    Haluk Levent: Kalça dolgusu yaptıracağım

    Tarafından AÇIK 01 Mart 2022 - 0 Yorumlar

    Geçtiğimiz günlerde savaşla uğraş eden Ukrayna için 5 takviye tırı göndereceklerini söyleyen Haluk Levent, önceki gün Ömür Gedik ile kardeşinin güzellik merkezi açılışına katıldı. Şarkıcı, kendisini görüntülemeye gelen basın mensuplarının da sorularını yanıtladı. İnsan bedeniyle özgürdür Epeyce neşeli olduğu görülen şarkıcı, estetikle ilgili düşüncelerinden bahsederken “Bir insan kendisini güzel hissetmek istiyorsa dışarıdaki yorumlar amaçsız. İnsan […]

  • Destan'ın Ulu Ece'si bakın hangi ünlü ismin kopyası çıktı! Gören ikiz kardeşi sandı...

    Destan'ın Ulu Ece'si bakın hangi ünlü ismin kopyası çıktı! Gören ikiz kardeşi sandı...

    Tarafından AÇIK 28 Şubat 2022 - 0 Yorumlar

    Bozdağ Film imzalı, ilk bölümü 23 Kasım 2021 tarihinde yayınlanan, yönetmenliğini ilk olarak Emir Khalilzadeh, ardından Fethi Bayram ve Metin Günay’ın üstlendiği, senaristliğini Çay Erdem ve Ayşe Ferda Eryılmaz’ın yaptığı Epope, Salı günleri seyirci karşısına çıkıyor. ATV ekranlarında Salı günlerinin birincisi olan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın yerini bölge dizinin başrollerinde; Ebru Şahin, Edip Tepeli ve […]

  • Belarus'a gitmek için yola çıkan tır şoförleri Kapıkule'de bekliyor

    Belarus'a gitmek için yola çıkan tır şoförleri Kapıkule'de bekliyor

    Tarafından AÇIK 26 Şubat 2022 - 0 Yorumlar

    Rusya ile Ukrayna arasında devamlı savaş, bölgeye ihraç yükü götüren Türk tır şoförlerini de etkiledi. Bazı tır şoförleri yüklerini götürdükleri ülkede mahsur kaldı. Bölgeye gitmek için yola çıkan bazı tır şoförleri de savaş çıkınca Kapıkule Sınır Kapısı’nda beklemeye başladı. Antalya ve Hatay’dan aldıkları yükleri Belarus’a götürmek için yola çıkan, çarşamba günü Kapıkule Hudut Kapısı ’na […]