27 Şubat 2020 tarihinde Suriye’nin İdlib’den gelen acı haberiyle uyandık. İdlib ’de 34 Türk askerinin Rus ve Suriye uçaklarının müşterek düzenledikleri bir hava saldırısında şehit edilmelerinin üzerinden 2 yıl geçti. Hatay ’ın Antakya ilçesine emrindeki Gülderen Mahallesi ’nde yaşamış İdlib şehitlerinden Piyade Astsubay Çavuş Muhammed Ali Özer ’in ailesinin acısı ilk günkü tazeliğini koruyor. Özer ailesi şehit oğullarının mezarını her gün ziyaret ederek dua ediyor. Bin yıl da geçse acılarının aynı şekilde kalacağını söyleyen şehit babası Özer, “Rabbim tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Öteki tüm şehitlerimizin ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.” dedi. İdlib şehidi Ali Özer’in babası: Acımız ilk günkü gibi yüreğimizde ve taze taze Şehit Piyade Astsubay Çavuş Muhammed Ali Özer ’in annesi Nazmiye Özer de oğulları ile kibir duyduklarını belirterek, “Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin, şehitlerimizin annelerine de sabırlar versin. Şehitlerimizin mekânları cennet olsun inşallah.” dedi. 
Anne Özer şehit oğlunun iki yıl geçmesine rağmen aklından bir lahza olsun bile çıkmadığını belirterek, “Unutacağımızı zannetmiyoruz. Şehit oğlumuzun eşyalarının bir kısmını burada. Resimleri var, hiçbir şeyine dokunamıyoruz. Birkaç parça eşyası var, unutulmaz. Allah vatanımıza, milletimize Allah takviye etsin. Askerlerimizi tüm kötülüklerden korusun. Allah inşallah vatanımızın birliğini ve dirliğini inşallah bozmasın. Oğlumuz bekardı ve hayatının demin başındaydı. 34 askerimiz de tazecikti. Bizlere ve tüm annelere sabırlar diliyorum” ifadelerini kullandı. 
İdlib kentinde 2 yıl önce rejim güçlerinin saldırısı sonucu şehit olan 36 askerden biri de Mersin ’in Erdemli ilçesinde yaşamış İbrahim Tüzel ’di. Tüzel ’in Mersin ’de yaşayan ailesi oğullarının anılarını yaşatmak için çamurlu botlarından kıyafetlerine kadar bütün eşyalarının bulunduğu özel bir oda yaptırdı. İki torununa şehit oğlunun ismini verdiğini bildiren baba Şuayip Tüzel, bugüne değin devletin tüm kurumlarının yanlarında olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşerek teşekkür etmek istediğini söyledi. Oğlunun 27 Şubat 2020 ’de arkadaşıyla şehit olduğunu anımsatan baba Şuayip Tüzel, O gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ’ı rüyasında helikopterle yaylaya gelip kendilerini ziyaret ettiğini gördüğünü, ardındaki ilçe protokolünün gelip şehit haberini verdiğini aktardı. Oğlunun şehit olduğunu oysa aralıksız yanlarında gibi hissettiklerine değinen baba Tüzel ,“Şehidimizi cenazesinde bize gösterdiler. Gözleri açık gülüyordu. Ben çocuğumu vatan için gönderdim, vatan için de kendisi isteyerek gitti. Severek gitti, vatanı milleti için uğraşan biriydi. Görevdeyken telefonla konuşurduk devamlı ‘babam ben şehit olursam arkamdan ağlamayın’ derdi. daima için bizde vatanımız, milletimiz ve bayrağımız için hazırız. Oğullarım da olsun kendim de olsun daima hazırız.” dedi. Şehit oğlunun ikizi Jandarma Uzman Çavuş Kazım Tüzel ile kızı Ayşe Mine ’nin çocuklarına şehit İbrahim ’in ismini verdiklerini ifade eden baba Tüzel, “Gururluyuz. Devletimizden milletimizden Allah razı olsun. tekrar tekrar elimizden tutuyor.” diye konuştu. 
Gözyaşı dinmeyen şehit annesi Gülten Tüzel ise, “Çocuğumuzun şehitliğinin gururu, bizi en hoş şekilde yaşatmaya çalışıyor. Şehidimize içimiz ateş alev yanıyor, bildirmiyoruz, içimize akıtıyoruz ama gururu da bir başka. İnşallah Allah ’ım şehadetini kabul eder de bizi de yanında götürür. Biz bu dünyada ne dek yaşasak da hepimizin gideceği yer orası. Orada güzel olması güzel. Türkiyemizin tüm şehitleri bizim evlatlarımız. Bütün şehitler için içimiz yanıyor. Diyecek söz kalmadı en son sözü çocuklarımız söyledi. Çocuğum sürekli şehit olma lafı ederdi, arkamızdan ağlamayın derdi. Terörün her türlüsünün sonuna kadar arkasında gidilsin. Allah ’ın şiddet şiddet versin, birlik ve beraberliklerini bozmasın.” biçiminde konuştu. Şehit kardeşi için oda hazırladıklarını gösteren ağabeyi Muhammet Cihat Tüzel, “Bütün kıyafetleri, ayakkabısı, postalları olmak üzere A ’dan Z ’ye bütün malzemesini getirerek böyle bir odaya çevirdik. Kardeşim zaten kalbimizde yaşıyor. Birde böyle oda yaptık. Aralıksız bu odaya giriyoruz, yanımızda, bizim için hiç gitmemiş gibi. Böyle anısını devam ettiriyoruz. Kardeşim vatan için şehit oldu. Icabında 2 kardeşim, ben de varım vatan için canımızı can atarak vermeye hazırız vatan sağ olsun.” ifadelerini kullandı. 
sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
Anne Özer şehit oğlunun iki yıl geçmesine rağmen aklından bir lahza olsun bile çıkmadığını belirterek, “Unutacağımızı zannetmiyoruz. Şehit oğlumuzun eşyalarının bir kısmını burada. Resimleri var, hiçbir şeyine dokunamıyoruz. Birkaç parça eşyası var, unutulmaz. Allah vatanımıza, milletimize Allah takviye etsin. Askerlerimizi tüm kötülüklerden korusun. Allah inşallah vatanımızın birliğini ve dirliğini inşallah bozmasın. Oğlumuz bekardı ve hayatının demin başındaydı. 34 askerimiz de tazecikti. Bizlere ve tüm annelere sabırlar diliyorum” ifadelerini kullandı. İdlib kentinde 2 yıl önce rejim güçlerinin saldırısı sonucu şehit olan 36 askerden biri de Mersin ’in Erdemli ilçesinde yaşamış İbrahim Tüzel ’di. Tüzel ’in Mersin ’de yaşayan ailesi oğullarının anılarını yaşatmak için çamurlu botlarından kıyafetlerine kadar bütün eşyalarının bulunduğu özel bir oda yaptırdı. İki torununa şehit oğlunun ismini verdiğini bildiren baba Şuayip Tüzel, bugüne değin devletin tüm kurumlarının yanlarında olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşerek teşekkür etmek istediğini söyledi. Oğlunun 27 Şubat 2020 ’de arkadaşıyla şehit olduğunu anımsatan baba Şuayip Tüzel, O gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ’ı rüyasında helikopterle yaylaya gelip kendilerini ziyaret ettiğini gördüğünü, ardındaki ilçe protokolünün gelip şehit haberini verdiğini aktardı. Oğlunun şehit olduğunu oysa aralıksız yanlarında gibi hissettiklerine değinen baba Tüzel ,“Şehidimizi cenazesinde bize gösterdiler. Gözleri açık gülüyordu. Ben çocuğumu vatan için gönderdim, vatan için de kendisi isteyerek gitti. Severek gitti, vatanı milleti için uğraşan biriydi. Görevdeyken telefonla konuşurduk devamlı ‘babam ben şehit olursam arkamdan ağlamayın’ derdi. daima için bizde vatanımız, milletimiz ve bayrağımız için hazırız. Oğullarım da olsun kendim de olsun daima hazırız.” dedi. Şehit oğlunun ikizi Jandarma Uzman Çavuş Kazım Tüzel ile kızı Ayşe Mine ’nin çocuklarına şehit İbrahim ’in ismini verdiklerini ifade eden baba Tüzel, “Gururluyuz. Devletimizden milletimizden Allah razı olsun. tekrar tekrar elimizden tutuyor.” diye konuştu. Gözyaşı dinmeyen şehit annesi Gülten Tüzel ise, “Çocuğumuzun şehitliğinin gururu, bizi en hoş şekilde yaşatmaya çalışıyor. Şehidimize içimiz ateş alev yanıyor, bildirmiyoruz, içimize akıtıyoruz ama gururu da bir başka. İnşallah Allah ’ım şehadetini kabul eder de bizi de yanında götürür. Biz bu dünyada ne dek yaşasak da hepimizin gideceği yer orası. Orada güzel olması güzel. Türkiyemizin tüm şehitleri bizim evlatlarımız. Bütün şehitler için içimiz yanıyor. Diyecek söz kalmadı en son sözü çocuklarımız söyledi. Çocuğum sürekli şehit olma lafı ederdi, arkamızdan ağlamayın derdi. Terörün her türlüsünün sonuna kadar arkasında gidilsin. Allah ’ın şiddet şiddet versin, birlik ve beraberliklerini bozmasın.” biçiminde konuştu. Şehit kardeşi için oda hazırladıklarını gösteren ağabeyi Muhammet Cihat Tüzel, “Bütün kıyafetleri, ayakkabısı, postalları olmak üzere A ’dan Z ’ye bütün malzemesini getirerek böyle bir odaya çevirdik. Kardeşim zaten kalbimizde yaşıyor. Birde böyle oda yaptık. Aralıksız bu odaya giriyoruz, yanımızda, bizim için hiç gitmemiş gibi. Böyle anısını devam ettiriyoruz. Kardeşim vatan için şehit oldu. Icabında 2 kardeşim, ben de varım vatan için canımızı can atarak vermeye hazırız vatan sağ olsun.” ifadelerini kullandı. sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
Yıkadığı çamaşırları topladığı sırada daha önceden tanımadığı şüphelilerin yanında geldiğini bildiren 75 yaşındaki Zehra Haykıran, “Yanıma gelip, ‘Biz size bakacağız’ dediler. Elindeki 100 TL ’yi gösterip ‘Bunu sana getirdik. Sendeki paralarla bozup, bize üstünü ver’ dediler. Ben ağırdan alınca, ‘Biz çıkalım da sen rahat bakımlı parayı boz deyip’dışarı çıktılar. Ben dolaptan paraları alıp aşağıya inerken, aniden içeriye girdiler. Nasıl oldu anlayamadım fakat dolapta sakladığım paraları, altınları, küpeleri ve zinciri aldılar. Ben, ‘Benim neyime bakacaksınız’ diye sorarken, her şey biranda olup bitti. Jandarmadan Allah bin kez razı olsun.” dedi. Yaşlı kadının çığlıkları sonucu yardımına koşan komşusu Ali Demir de, “Olayı duyunca hemencecik koştuk lakin kimseyi göremedik. ‘Odun getirdik, destek edeceğiz’ diyerek gelmişler. Komşumuz evine girince, arkadaşından içeriye gidip içerisinde para ve altınlarının olduğu poşeti alıp gitmişler. Hemencecik durumu jandarmaya haber verdik. Allah razı olsun jandarmamız, kısa sürede failleri yakalayıp adalete teslim etti” diye konuştu. Yaşadıklarının şokunu halen atlatamayan 92 yaşındaki Emine Kasap ise, şüphelilerin yakalandığı haberini öğrenince gözyaşlarını tutamadı. Yaşlı kadın, “Allah sizden bir defa değil, bin kez razı olsun” sözleriyle, jandarma ekiplerine teşekkür etti. 
sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
Savunmasız kalan şehre giren Ermenistan ’a bağlı askeri birlikler, asker veya sivil ayırt etmeksizin insanları kurşuna dizdi. Hocalılar, kendilerini kurtarabilmek için şubat soğuğunda ormanları aşıp nehirlerin buzlu sularıdan geçti. Komşu Ağdam iline varabilmek için yollara düşen Azerbaycan Türklerinden geriye ise acı anılar kaldı. Birçok Ermeni askerleri göre kuşatılarak topluca öldürülürken, bir kısmı rehin alınarak kayıplara karıştı. Ermeni askerlerinin rehin alınanlara yaptıkları ızdırap, hafızalara kazındı. Sivillerin kulakları ve burunları kesildi, gözleri çıkarıldı, çocuklar annelerinin gözleri önünde öldürüldü, kadınlar ve yaşlılar zırhlı araçların arkasına bağlanıp sürüklendi, hamile kadınları süngülendi… 
İnsanlıktan eseri olmayan bu işkencelere, haftalarca devam etti. Rehin alınan 1.275 Azerbaycan Türkü günlerce gaddarlık gördü… Kimisi ise dayanamayıp hayatını kaybetmiş ya da canına kıydı… Yapılan bu işkenceler, ‘soykırım ’ olarak tarihin kanlı sayfalarında kendine yer buldu. Unutulmayacak acı Hocalı Katliamı ARŞİV Hocalı katliamında 83 çocuk, 106 bayan ve 70’ten artı yaşlı edinmek üzere toplam 613 insan öldürüldü. Toplam 487 birey ise ağır yaralandı. 1.275 kişinin ise rehin alındığı olayda 150 kişi ise kayboldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında, Hocalı’da yaşananlar, savaş suçları ya da insanlık aleyhine suçlarla eşit eylemler olarak görülüyor. Bugüne değin 15 ülkenin parlamentosu ve ABD’nin 16 eyaletinin meclisi Hocalı’da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararları kabul etti. Hocalı’da yaşananları dünyaya duyurmaya devam eden Azerbaycan, uluslararası toplumdan suçluların cezalandırılmasını istek ediyor. Her sene Hocalı’yı mağlup ırk olarak anan Azerbaycanlılar, ordularının 2020 yılında kazandıkları Karabağ Zaferi ile bundan böyle şehitlerini mağrur ve galip bir ırk olarak anıyor. İnsanlık tarihine kara bir kir olarak yazılan bu katliam, hiçbir süre unutulmayacak olsa da işgal altındaki toprakların kurtarılması, Azerbaycanlıların kalbine su serpip avuntu oldu. 
sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
sizlere partnerbayanlar.com farkıyla sunulmuştur
